İçeriğe geç

Günaşırı neden bitişik ?

Günaşırı Neden Bitişik? Siyaset Biliminin Gözünden Dil, İktidar ve Toplumsal Düzen

Bir siyaset bilimci olarak gündelik hayatın en basit görünen sorularının bile aslında iktidar ilişkileri ve toplumsal düzenin derin kodlarını yansıttığını düşünürüm. “Günaşırı neden bitişik?” sorusu ilk bakışta dilbilgisel bir ayrıntı gibi görünebilir. Ancak bu birleşik kelimenin ardında, tıpkı kurumların, ideolojilerin ve toplumsal normların iç içe geçmiş yapısında olduğu gibi, birlikte var olmanın zorunlu mantığı yatar.

Dil, İktidarın Görünmeyen Kurumudur

Dil sadece bir iletişim aracı değildir; o, iktidarın sessiz enstrümanıdır. Devletin yasaları nasıl toplumsal düzeni biçimlendiriyorsa, dilin kuralları da düşünme biçimimizi şekillendirir. “Günaşırı” kelimesinin bitişik olması, iki ayrı zamanı (bugün ve yarın) tek bir eylem döngüsüne dönüştürür. Bu, bireyi süreklilik içinde konumlandıran, düzeni parçalara ayırmadan bütün kılmaya çalışan kurumsal aklın dildeki izdüşümüdür.

Bir anlamda “günaşırı” bitişiktir çünkü dil de tıpkı iktidar gibi sürekliliği sever. Kopukluk, belirsizlik ve aralıklar otoriteyi sarsar. Devletin bürokrasisi nasıl sürekliliği sağlıyorsa, dil de birleşik kelimelerle o sürekliliği yeniden üretir.

İdeoloji ve Dilin Disiplini

Siyaset bilimi bize şunu öğretir: ideoloji, görünmez olanı normalleştirir. “Günaşırı” kelimesinin bitişik olması, iki günün ayrılığını değil, aralarındaki sistematik döngüyü öne çıkarır. Tıpkı ideolojik düzenin bireye “sistemin dışı yoktur” demesi gibi. Dilin içinde de bir “dışarısı” yoktur; kuralların dışında kalan anlamlar yok sayılır.

Bir toplumsal sistem nasıl ki vatandaşlarını belirli davranış kalıplarına yönlendiriyorsa, dil de kelimeleri kurumsallaştırır. “Gün aşırı” şeklinde yazmak, bu kurumsal yapıya karşı bir dil direnişidir; ama aynı zamanda düzenin kendisini yeniden düşündürür. Peki biz gerçekten dilin kurallarına mı itaat ediyoruz, yoksa o kurallar aracılığıyla düşünmeye mi zorlanıyoruz?

Erkeklerin Stratejisi, Kadınların Katılımı

Siyaset teorisinde sıkça dile getirilen bir ayrım vardır: erkeklerin iktidar stratejisi ile kadınların katılımcı siyaseti. Erkek egemen siyaset genellikle sınır çizer, düzen kurar, ayrımları netleştirir. Oysa kadın odaklı demokratik anlayış, katılımı, bağlantıyı ve etkileşimi önemser.

“Günaşırı” kelimesinin bitişik olması, bu iki eğilimi bir araya getirir: bir yandan dilsel disiplinin erkeksi otoritesi vardır, diğer yandan da zamanlar arası etkileşimin kadınsı akışkanlığı. Bu birleşim, toplumsal cinsiyetin siyasal anlamda da yeniden düşünülmesi gerektiğini hatırlatır. Belki de “günaşırı” bitişiktir çünkü siyaset de erkek egemen düzenin belirlediği çizgiler ile kadınların kurduğu ilişkisel ağlar arasında bir yerde durur.

Vatandaşlık, Süreklilik ve Kolektif Zaman

Modern siyasal toplum, bireyi vatandaş olarak tanımlar; vatandaş, sürekliliğin taşıyıcısıdır. Devletin gözünde birey, arada sırada değil, sürekli var olan bir öznedir. “Günaşırı”nın bitişikliği de bu sürekliliğin dilsel karşılığıdır: iki gün arasında kopukluk değil, düzenli tekrar vardır.

Dil, vatandaşlık gibi, bireyleri kurallı bir ritim içine yerleştirir. Aralıklar bile sistematikleştirilir: dinlenme, çalışma, üretim döngüsü… “Günaşırı” bu ritmin minyatür bir modeli gibidir. Devletin planlama mantığıyla dilin sözdizimi arasında düşündürücü bir paralellik yok mu sizce?

Provokatif Bir Soru: Dil mi Bizi Yönetiyor?

Belki de asıl soru şudur: Biz dili mi kullanıyoruz, yoksa dil mi bizi kullanıyor? “Günaşırı”nın bitişikliği, sadece dilbilgisel bir kural değil; iktidarın süreklilik arzusunun kelimelere sinmiş halidir.

Dil, toplumu tıpkı kurumlar gibi şekillendirir; bizi hangi aralıklarla konuşacağımızdan, nasıl düşüneceğimize kadar yönlendirir. Eğer kelimeler bile birleşikse, belki de biz zaten ayrışmamız gerektiğini unuttuk.

Sonuç: Dilin Politik Bütünlüğü

“Günaşırı neden bitişik?” sorusunun yanıtı yalnızca Türk Dil Kurumu’nun tanımlarında değil, siyasal düşüncenin derinlerinde yatar. Dil, iktidarın en eski kurumu, toplumsal düzenin en sessiz yasasıdır.

“Günaşırı” bitişiktir çünkü toplum, aralıkları değil sürekliliği sever; çünkü iktidar, boşluklardan değil, kesintisiz denetimden beslenir.

Ve belki de bu yüzden, biz hâlâ aynı soruyu sormaya devam ediyoruz: Gerçekten özgür müyüz, yoksa yalnızca dilin bitişik kurallarına mı uyan birer vatandaş mıyız?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
prop money