İçeriğe geç

Kalsiyum krizi nedir ?

Kalsiyum Krizi Nedir? Küresel Bir Gerçek, Yerel Bir Sessizlik

Kimi zaman bir bardak sütün içindeki minerali konuşuruz, kimi zaman sağlık raporlarında küçük bir not olarak geçer. Ancak “kalsiyum krizi” dediğimizde, aslında bireysel bir eksiklikten çok daha fazlasından bahsediyoruz. Bu kriz; toplumların beslenme alışkanlıklarını, tarımsal üretim modellerini, hatta ekonomik eşitsizlikleri içeren çok katmanlı bir hikâye anlatıyor. Gelin, bu sessiz ama derin krizin hem küresel hem de yerel yüzlerine birlikte bakalım.

Küresel Kalsiyum Krizi: Görünmeyen Bir Yetersizlik Salgını

Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre dünya nüfusunun yaklaşık %60’ı yeterli kalsiyum tüketmiyor. Bu durum özellikle düşük gelirli ülkelerde ciddi bir halk sağlığı sorunu haline geldi. Kalsiyum eksikliği yalnızca kemik erimesi değil; kas zayıflığı, kalp ritim bozuklukları, çocuklarda büyüme geriliği gibi zincirleme sonuçlar doğuruyor.

Asya ve Afrika ülkelerinde süt ve süt ürünlerinin sınırlı tüketimi, kalsiyum açığının başlıca nedeni olarak görülüyor. Örneğin, Sahra Altı Afrika’da birçok yetişkinin günlük kalsiyum alımı, önerilen miktarın yalnızca üçte biri kadar. Bu sadece bir sağlık meselesi değil, aynı zamanda kültürel, ekonomik ve iklimsel bir mesele.

Küresel iklim değişikliği, toprak kalitesini de etkiliyor. Tarım yapılan topraklardaki kalsiyum oranının azalması, bitkilerin mineral içeriğini düşürüyor. Yani, sebzeler artık eskisi kadar kalsiyumlu değil. Bu, modern çağın en az konuşulan ama en etkili beslenme krizlerinden biri.

Farklı Kültürlerde Kalsiyum Algısı

Batı dünyasında kalsiyum denince akla genellikle süt, peynir, yoğurt gelir. Ancak Doğu Asya gibi bölgelerde laktoz intoleransı yaygın olduğu için, bu gıdalar günlük beslenmede neredeyse hiç yer almaz. Japonya ve Çin’de insanlar kalsiyumu daha çok yeşil sebzelerden, balıklardan ve tofu gibi soya ürünlerinden alır.

Hindistan’da ise beslenme alışkanlıkları, dini ve kültürel normlarla şekillenir. Vejetaryen diyetler, kalsiyum açısından yeterli çeşitlilik sunmadığında, toplum genelinde eksiklikler yaygınlaşır. Buna karşın İskandinav ülkelerinde süt ürünleri kültürel bir miras gibidir; bu nedenle kalsiyum yetersizliği oranı oldukça düşüktür.

Kalsiyum krizinin çözümü, tek bir reçeteyle değil; kültürden kültüre, alışkanlıktan alışkanlığa değişen yaklaşımlarla mümkün olabilir.

Türkiye’de Kalsiyum Krizi: Sessiz Bir Gerçek

Türkiye’de yapılan araştırmalar, toplumun büyük bir kısmının günlük önerilen kalsiyum miktarını karşılamadığını gösteriyor. Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması 2019 verilerine göre, kadınların %75’i ve erkeklerin %68’i önerilen miktarın altında kalsiyum alıyor. Bunun temel nedeni, süt ve süt ürünlerinin düzenli tüketilmemesi ve D vitamini eksikliği.

İlginçtir ki, Türkiye gibi süt üretiminde güçlü bir ülke, kalsiyum açısından zengin beslenmede zayıf kalabiliyor. Çünkü mesele yalnızca üretim değil, tüketim alışkanlıkları. Pek çok yetişkin, laktoz intoleransı nedeniyle süt içmiyor ya da “çocuk içeceği” olarak görüyor. Oysa yoğurt, ayran ve peynir gibi geleneksel gıdalar bu konuda doğal bir çözüm sunuyor.

Toprak ve Tarım Perspektifi

Kalsiyum krizi sadece sofrada başlamıyor; tarlada başlıyor. Türkiye’nin bazı bölgelerinde toprak asidik yapıya sahip olduğu için, bitkiler kalsiyumu yeterince ememiyor. Bu durum, hem bitkisel gıdaların mineral içeriğini azaltıyor hem de hayvansal ürünlerde dolaylı olarak düşüşe yol açıyor. Yani doğrudan değil, dolaylı bir yoksunluk zinciri oluşuyor.

Tarım politikalarında kalsiyum dengesi genellikle göz ardı ediliyor. Oysa toprağın kimyasal dengesi, uzun vadede halk sağlığını etkileyen görünmez bir faktör.

Kalsiyum Krizinin Geleceği: Ne Yapmalı?

Kalsiyum krizi, küresel sağlık politikalarının radarına girmeye başladı. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), 2025 yılına kadar kalsiyum zengini ürünlerin üretimini ve erişimini artırmayı hedefleyen projeler yürütüyor. Ancak bireysel farkındalık olmadan bu hedeflere ulaşmak zor.

Beslenmede küçük değişiklikler bile büyük fark yaratabilir. Günlük yoğurt tüketimini artırmak, yeşil yapraklı sebzeleri sofradan eksik etmemek, güneş ışığından düzenli faydalanmak… Bunlar basit ama etkili adımlar. Ayrıca, besin takviyesi kullanımı konusunda bilinçli hareket etmek de önemli; çünkü fazlası da böbrek taşı gibi riskler doğurabilir.

Sonuç: Küresel Bir Sorun, Yerel Çözümlerle Başlar

Kalsiyum krizi, yalnızca bir mineral yetersizliği değil; tarımdan kültüre, sağlıktan ekonomiye kadar uzanan çok yönlü bir hikâye. Her toplumun kendi çözümünü üretmesi gerekiyor. Çünkü bir ülkede süt, diğerinde sebze, bir başkasında ise güneş ışığı kalsiyumun ana kaynağı olabilir.

Peki sizce biz bu krizi gerçekten yaşıyor muyuz? Günlük beslenmenizde kalsiyuma ne kadar yer veriyorsunuz? Yorumlarda kendi deneyiminizi paylaşın — çünkü belki de çözüm, birbirimizin hikâyelerinde saklıdır.

8 Yorum

  1. Işıl Işıl

    Fosfor yönünden zengin olan besinler ise kalsiyumun seviyesini düşüreceğinden aşağıdaki besinleri çok daha az tüketmek gerekir; Kırmızı et. Yumurta. Rafine edilmiş yiyecekler. Alkol. Kahve. Tütün ürünleri. 17 Ara 2021 Paratiroid Hastaları Nasıl Beslenmeli? – Prof. Dr. Oldukça nadir rastlanan bir hastalıktır.

    • admin admin

      Işıl! Katılmadığım taraflar olsa da görüşleriniz bana ışık tuttu, teşekkür ederim.

  2. Cengaver Cengaver

    Kalsiyumun vücutta, yani kanda, bir dengede tutulmasında iskelet, bağırsaklar, böbrek, paratiroid hormonu ve D vitamininin önemli rolü vardır. Normal erişkin bir kişide diyetle alınan günlük kalsiyum miktarı 1000 mg kadardır. Böbreklerden her gün 10 gram kalsiyum geçer ve bunun 100- 300 mg kadarı idrarla atılır . Kalsiyum Yüksekliği | Zayıflama – Diyet – Kilo Verme – Guatr – PROF DR …

    • admin admin

      Cengaver!

      Önerilerinizle metin daha içten oldu.

  3. Nihat Nihat

    Hiperkalsemi, kandaki kalsiyum seviyesinin normalin üzerine çıkması durumudur . Bu durum, paratiroid hormon düzensizlikleri, D vitamini fazlalığı, ya da bazı kanser türleri nedeniyle ortaya çıkabilir. Hiperkalsemi belirtileri arasında halsizlik, bulantı, kemik ağrıları ve kalp ritim bozuklukları bulunur. Yüksek Kalsiyum Belirtileri Yorgunluk, halsizlik. Sık idrara çıkma ve aşırı susuzluk. Kas ağrıları Kabızlık. Mide bulantısı Zihinsel bulanıklık.

    • admin admin

      Nihat! Katkınızla makale hem içerik hem de ifade yönünden çok daha nitelikli hale geldi.

  4. Yüce Yüce

    Kalp kasına fazla miktarda kalsiyum girişi tıpkı diğer kaslarda olduğu gibi kalbin daha sık ve kontrolsüz kasılmasına neden olur. Bu durum kalp yetmezliğine ve kalpte ritim bozukluğuyla sonuçlanabilir . Bunların her ikisi de hayati risk oluşturan durumlardır. Kalsiyum düşüklüğünün en belirgin semptomları şu şekildedir: Kemiklerin zayıflaması ve kemik erimesi (osteoporoz) Sırt ve bacaklarda kas ağrıları ve kramplar. Zihin bulanıklığı ve hafıza sorunları El ve ayaklarda uyuşukluk, karıncalanma.

    • admin admin

      Yüce!

      Önerilerinizin bazılarına katılmıyorum, ama teşekkür ederim.

Yüce için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
elexbetsplash